SGK emekli avukat ve noterlere kıyak yaptı onlardan prim almayacak

Ali Tezel

--------------------------------------------------------------------------------
HABERTÜRK - Emekli olup da vergi mükellefi olarak işyeri (büro) açanların emekli aylıklarından yüzde 15 kesiliyor ama SGK genelgesi ile kamu (memur-avukat-hakim-savcı emeklisi olup da, emekli olduktan sonra avukat olarak büro açanları (noter olarak işyeri açanları genelgeyle muaf tuttu, artık onlar prim ödemeyecek.




5510 sayılı Kanun gereğince, nereden emekli olursa olsun, kim olursa olsun emeklinin birisi vergi mükellefi olursa, limited şirket ortağı olursa, anonim şirket ortağı ve yönetim kurulu üyesi olursa, esnaf olursa aldığı emekli aylığının yüzde 15’ini SGK her ay peşin peşin kesiyor ama aynı SGK 5 Mart 2009 günü yayınladığı “Sigortalılık İşlemleri” konulu 2009/37 sayılı genelge ile bakın ne diyor.

“…

3- 506, 2926 ve 5434 sayılı kanunlardan yaşlılık ve malullük aylığı almakta iken 1479 sayılı Kanun kapsamında çalışmaları nedeniyle 1479 sayılı Kanunun mülga ek 20 nci maddeye göre sosyal güvenlik destek primi ödeyenlerle, 5510 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesine göre malullük ve yaşlılık aylığı bağlananların aylıklarından 2008 yılında % 12, takip eden her yılın Ocak ayında bir puan artırılarak % 15 oranını geçmeyecek şekilde sosyal güvenlik destek primi kesilecektir.

5434 sayılı Kanuna göre emekli aylığı almakta iken 2008 yılı Ekim ayı başından önce serbest avukatlık ile noterlik mesleğini yapanlardan sosyal güvenlik destek primi kesilmeyecektir.”.

Peki neden? İşte bu soruya cevap verebilmek için önce uygulamayı yani SGDP (Sosyal Güvenlik Destek Primi) uygulamasını bilmek gerekir ama sonunda göreceksiniz ki bu ayrımın hiçbir yasal dayanağı ve gerekçesi yok, sadece SGK’nın kıyağı...

Mülga 1479 sayılı Kanun’un SGDP ile aşağıdaki maddesini sizler de okusanız, bu kişilere ayrım yapılamaz diyeceksiniz.

“Diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık ve malullük aylığı bağlananlardan, ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar çalışmaya başladıkları ayı takip eden aybaşından itibaren, çalışmalarının sona erdiği ay dahil… sosyal güvenlik destek primi öderler.”









Emekli olduktan sonra çalışma çeşitleri ile sonuçları

5510 sayılı Kanun gereğince, nereden emekli olursa olsun, kim olursa olsun emeklinin birisi vergi mükellefi olursa, limited şirket ortağı olursa, anonim şirket ortağı ve yönetim kurulu üyesi olursa, esnaf olursa aldığı emekli aylığının yüzde 15’ini SGK her ay peşin peşin kesiyor ama aynı SGK 5 Mart 2009 günü yayınladığı “Sigortalılık İşlemleri” konulu 2009/37 sayılı genelge ile bakın ne diyor.

“…

3- 506, 2926 ve 5434 sayılı kanunlardan yaşlılık ve malullük aylığı almakta iken 1479 sayılı Kanun kapsamında çalışmaları nedeniyle 1479 sayılı Kanunun mülga ek 20 nci maddeye göre sosyal güvenlik destek primi ödeyenlerle, 5510 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesine göre malullük ve yaşlılık aylığı bağlananların aylıklarından 2008 yılında % 12, takip eden her yılın Ocak ayında bir puan artırılarak % 15 oranını geçmeyecek şekilde sosyal güvenlik destek primi kesilecektir.

5434 sayılı Kanuna göre emekli aylığı almakta iken 2008 yılı Ekim ayı başından önce serbest avukatlık ile noterlik mesleğini yapanlardan sosyal güvenlik destek primi kesilmeyecektir.”.

Peki neden? İşte bu soruya cevap verebilmek için önce uygulamayı yani SGDP (Sosyal Güvenlik Destek Primi) uygulamasını bilmek gerekir ama sonunda göreceksiniz ki bu ayrımın hiçbir yasal dayanağı ve gerekçesi yok, sadece SGK’nın kıyağı...

Mülga 1479 sayılı Kanun’un SGDP ile aşağıdaki maddesini sizler de okusanız, bu kişilere ayrım yapılamaz diyeceksiniz.

“Diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık ve malullük aylığı bağlananlardan, ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar çalışmaya başladıkları ayı takip eden aybaşından itibaren, çalışmalarının sona erdiği ay dahil… sosyal güvenlik destek primi öderler.”



İsteğe bağlı memurlara SGK’nın sağlık eziyeti

İstifa ederek görevinden ayrılmış bir eski kamu görevlisi olarak, 2008 Mart ayından itibaren SGK'ya (emekli sandığına) isteğe bağlı prim ödüyorum. 5510 nolu yasa çıkmadan önce, sağlık giderlerim açısından emekli olan eşimin üzerinden bir Bankanın hizmetinden yararlanıyordum. Ancak, Ekim 2008'den itibaren, Banka, sağlık hizmetlerinden yararlanamayacağı belirterek, SGK'ya (emekli sandığı müracaat etmem gerektiğini belirtti.

SGK ise, yeni kanun kapsamında sağlık hizmetlerinden yararlandırabileceğini ancak, ilgili mevzuat henüz hazır olmadığı için şimdilik yararlandıramayacağını belirten bir yazı gönderdi. Çalışmalar halen devam ediyormuş. Halen sağlık giderlerimi kendim karşılıyorum. Ne yapmalıyım? Ayrıca, Ekim 2008'den bu yana yaptığım sağlık masraflarını kurumdan talep edebilecek miyim? Aydın Sezer





Sayın okurum, 01.10.2008 gününden itibaren ülkemizde GSS (Genel Sağlık Sigortası sistemi başladı. Bu sistem gereğince ülkemizde bulunan turistler ile milletvekilleri hariç herkes ama herkes GSS’lidir. Siz de isteğe bağlı iştirakçi olarak GSS’lisiniz ve normal isteğe bağlılardan (yüzde 32’den) daha fazla (yüzde 36) prim-kesenek ödüyorsunuz. Fakat, SGK bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da ne ikincil mevzuat hazırlayabildi ne de bilgisayar yazılımı geliştirebildi. Başkalarının işlerini gereğince yerine getirememesinin cezasını ise şimdi siz çekiyorsunuz. Şimdi bütün sağlık hizmetlerini SGK ile sözleşmesi olan yerlerden yapmaya gayret ediniz ve hepsi belgelendiriniz bu harcama belgeleri ile de SGK’nın fatura inceleme birimlerine dilekçe ile yazılı olarak müracaat edip paralarınızı isteyiniz.



Çalışanı sigortalı yapmanın cezası olmaz

2008 yılı Nisan ayında şirketimizde 15 YAŞINDA iki çalışan almıştık, SSK’lı olarak da bildirmiş ve primlerini de ödemiştik. Şimdi SGK’dan iki kişi geldi ve eğer bunlar burada çalıştı diye ısrar ederseniz ceza yazarız, siz şimdi bize bunlar çalışmadı, hataen sigortalı yaptık deyin dediler ve bize kağıt imzalattılar. Sonra da tutanak tutuldu. Söylediklerine göre bu çocukların sigortalılıklarının iptal edileceğini ama firmaya bir ceza kesilmeyeceğini söylediler. Bu durumda gerçekten de bir para cezası olmayacak mı? Ya da bir para cezası gelecekse ne kadar olacak? Bu arada SGK başıma bela olmasın, ismimi gizlerseniz memnun olurum. Z. E.



Sayın okurum, hiç çalışanı sigortalı yapmanın cezası olur mu? Hiç çalışanınız için SGK’ya prim ödemenin cezası olur mu? Olmaz ama SGK’ bu vatandaşa yalan yanlış beyanlarla kandırır, doğru olmayan ifadeler alıp, çalışanların sigortasını iptal eder. Kendi bakanlarının, milletvekillerinin, başkanlarının çocuklarının sigortalı olmasına karışamaz ama gariban vatandaşların çocuklarının sigortasını iptal etmek için türlü dalavereler yapar. Bu arada SGK sigortasız çalışanları sigortalı yapmak için kurduğu denetim teşkilatını, sigortalı olanları sigortasız hale getirmek için kullanıyor ya en çok buna yanıyorum. Milyonlarca kayıtdışı ortada SGK’nın yöneticileri kayıtlı olanları kayıt altından atmaya çabalıyor, ağlanacak bir durum.

Size söylenenlerin hiçbir doğru değil, sigortalı olarak çalıştırdığınız 15 yaşındaki kişilerin sigortası iptal olsa da ceza olmaz, iptal olmasa da ceza olmaz. Fakat, bu çocuklar ilerde büyüyünce kendileri veya şimdi ana-babaları sizi ve SGK’yı iş mahkemesinde dava edip, sosyal güvenliğimizi SGK ile işveren anlaşıp iptal etmiş diye dava ederlerse, bana göre davayı kazanırlar işte o zaman size epey ceza gelir. Cezayı da sigortasız işçi çalıştırmışsın diye SGK keser.



Dullar iki aylığı da alabilir

Annem şu an rahmetli babamın emekli maaşını almaktadır. Fakat annemin de SSK’dan emekli olması muhtemel emekli olması durumunda hem kendi hem de babamın emekli maaşını alabilir mi yoksa sadece birimi ödenir. Eğer alamaz ise annem içeride birikmiş prim alacaklarını hangi şartlarda talep edebilir. Ahmet Bayraktar



Sosyal güvenlik uygulamaları gereğince erkek kadın fark etmez dullar yani eşlerini kaybedenler, hem kendi emekli aylıklarını hem de eşlerinden kalan dul aylığını alabilirler. Ancak, eski Kanun dul eşe (tek başına ise) vefat eden eşinin aylığının yüzde 75’ini veriyordu, sosyal güvenlik reformu denilen ucube ile değiştirildi ve kendisi çalışıyor veya emekli ise yüzde 50 oranında verilmeye başlandı. Yani, çalışmayan, emekli olmayan eş yüzde 75 oranında alır diğerleri yüzde 50 oranında vefat eden eşinin aylığından pay alabilir.



Acele edin son gününüz 1 nisan

06/12/2008 tarihinde eşim vefat etti ve 06/06/2004 tarihinden vefat etiği tarihe kadar maliyeye kayıtlı işyeri vardı. Yalnız Bağ-Kur’a kayıt yapılmamıştır, acaba geriye dönük Bağ-Kur primlerini yatırıp dul ve yetim maaşı alabilir miyim? Eşimin doğum tarihi, 06.08.1974’dür. Emine Esmer-Adana



06.12.2008 günü vefat eden eşiniz, 06.06.2004 gününden vefatına kadar var olan vergi kaydını en geç 01.04.2009 gününe kadar Bağ-Kur’a (SGK’ya) gidip borçlanma dilekçesi veriniz, aynı anda bir de askerlik borçlanması dilekçesi de verirseniz, 5 yıldan (1800 günden) fazla güne ulaşacağınızdan size dul, varsa çocuklarınıza yetim aylığı bağlanır. Bu arada SGK (Bağ-Kur)’a gittiğinizde ağızla değil yazıyla borçlanma talep ediniz, hak sahiplerinin borçlanma hakkı yok diye reddederlerse de iş mahkemesinde dava açınız.