Emeklilik Forumu
=> Daha kayıt olmadın mı?

EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu BU HERKESE YARARLI FORUMU LÜTFEN FACEBOOK VE BENZERİ SOSYAL PLATFORMLARDA PAYLAŞMAK İÇİN BU BUTONA TIKLAYIN EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

Emeklilik Forumu - Türkiye`nin Stratejik Güvenlik Sınırlarını Belirleyici Unsurlar

Burdasın:
Emeklilik Forumu => DÜNYADAN => Türkiye`nin Stratejik Güvenlik Sınırlarını Belirleyici Unsurlar

<-Geri

 1 

Devam->


emeklilikhaber.com
(şimdiye kadar 327 posta)
02.09.2008 11:54 (UTC)[alıntı yap]
Türkiye`nin Stratejik Güvenlik Sınırlarını Belirleyici Unsurlar

`Güvenlik` kavramı; `Soğuk Savaş` dönemindeki tehdidin tek boyutlu, devletten devlete yönelik klasik anlamda bilinen `simetrik tehdit` konumundaki sadeliğinden çıkarak, günümüzde `asimetrik ve çok boyutlu` bir kavrama dönüşmüştür. Bu itibarla, günümüzde, `Güvenlik` kavramını, içinde sadece askeri değil; ama aynı zamanda, siyasi, ekonomik, hukuki, sosyolojik, psikolojik, teknolojik ve hatta coğrafi etmenleri bünyesinde barındıran bir çerçevede tanımlamak ve bu tanımı geleceğe yönelik sürekli güncelleştirmek gereği doğal olarak ortaya çıkmıştır.


Bilindiği gibi, henüz başlangıcında bulunduğumuz 21`inci yüzyılın ilk yıllarından itibaren dünyanın çeşitli coğrafyalarında sıklıkla yaşanan kuraklıklar, sıcak dalgalar, seller ve yangınlarla kendisini gösteren küresel ısınma, doğal afetler, siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar, etnik çatışmalar, terörizm, organize suçlar, yasa dışı göçler, kitle imha silahlarının yayılması, ulusal ve uluslararası güvenlik değerlendirmeleri ve uygulamaları üzerinde önemli etkiler yaratmaktadır. Bu nedenle, daha çok reaktif yaklaşımlarla sınırların korunması esasına dayalı `askeri savunma` anlayışı, yerini, proaktif yaklaşımlarla milli çıkarların sınırların ötesinde daha uzaktan korunmasını esas alan `stratejik güvenlik` anlayışına bırakmıştır. Bu kapsamda, `stratejik güvenlik` kavramını, `tehdit öğelerini mümkünse tehdide dönüşmeden önce tespit edip onları sınırların ötesinde öncelikle caydırmak, bu mümkün olmuyorsa yönlendirmek ve bu da mümkün olmuyorsa son aşama olarak önlemek amacıyla alınan ve uygulanan tedbirler süreci` şeklinde tanımlamak mümkündür. Görüldüğü gibi, bu tanım içindeki geleceğe yönelik saklı olan en önemli husus `proaktif yaklaşımlar`dır. Stratejik güvenliğin gereklerini maksada ve beklenen etkilere uygun olarak yerine getirebilmenin, başta ekonomik güç olmak üzere, milli güç unsurlarının etkin ve güçlü olmalarının dışındaki olmazsa olmaz en önemli koşulu `proaktif` olmaktır. Bünyesindeki imkan ve kabiliyetler ile etki alanları açısından, duyulan ihtiyacın çapı ve hacmi de dikkate alınarak güvenliği yukarıdan aşağıya doğru `ulusal güvenlik`, `toplum güvenliği`, `sektör güvenliği` ve `birey güvenliği` şeklinde dört ana başlık halinde tasnif edebiliriz. Bunlardan `ulusal güvenlik` kavramı; devletin politik, askeri, ekonomik, sosyal ve teknolojik çıkarlarının geliştirilmesi, idamesi ve korunmasına yönelik en üst düzeydeki güvenlik yapılanmasını bünyesinde barındıran en geniş güvenlik yelpazesidir. Bu nedenle, `Ulusal güvenlik`, milli güç unsurlarının ve kendisinin altındaki diğer güvenlik kategorilerinin de koruyucu bir şemsiyesi konumundadır. Bu kapsamda, stratejik güvenliğin, `politik`, `askeri` ve `ekonomik` olarak üç ana boyutunun olduğunu ifade etmek yanlış olmayacaktır.


`Politik güvenlik`, devletin yapısının ve onun yönetim seviyesinin tehditlere karşı stratejik tedbirlerle sürekli korunmasına yönelik olarak faaliyetlerine devam etmektedir.


`Askeri güvenlik`, mevcut askeri imkan ve kabiliyetlerin muhtemel hasım ülkelerdekilerle aynı etkinlikte ve / veya onlara nazaran nisbi bir üstünlük seviyesinde muhafazası maksadıyla, sürekli gelişim ve değişim içinde faaliyetlerini sürdürmektedir.


`Ekonomik güvenlik` ise, tüm çalışmaların amaçlarına uygun olarak en iyi seviyede yapılmasını sağlayan ekonomik imkan ve kabiliyetlerin geliştirilmesi ve korunması konusunda stratejik seviyedeki çalışmalarını sürdüren bir yapıdır. Milli güç unsurlarından politik gücün ve askeri gücün devamlılıkları, stratejik açıdan ekonomik güç ile doğrudan irtibatlıdır. Daha geniş kapsamlı bir başka ifadeyle, ulusal güvenlik ve onun şemsiyesi altındaki milli güç unsurlarının etkinliğinin başat belirleyicisi ekonomik güçtür.


Özellikle, 11 Eylül 2001 tarihinde ABD`deki ikiz kulelere ve Pentagon`a düzenlenen saldırılar sırasında görülen ekonomik etkilerin de bir sonucu olarak iki kavram önem kazanmıştır. Bunlardan birincisi `Güvenliğin ekonomisi`, yani `güvenliğin güvenliği`dir. Bireyin yaşam alanının güvenliğinden başlayıp toplumun güvenliğine ve üst seviyede ulusal güvenliğin mevcudiyetine kadar; varlık, gelişim, üstünlük ve refah için `güvenliğin ekonomisi` en önemli belirleyicidir. İkincisi ise `Ekonominin güvenliği`dir. `Güvenliğin ekonomisi` için öncelikle `ekonominin güvenliği`ni sağlamak ve idame ettirmek hayati önemi haizdir. Bu çerçevede, modern stratejik güvenlik yaklaşımının geleceğinde `ekonominin güvenliği` ile `güvenliğin ekonomisi` arasındaki ilişki öncelikli yerini koruyacak ve ekonomik risk ve tehditler güvenlik itibarıyla ilk ve öncelikli seviyeye çıkarılacaktır.


Sonuç olarak, farklılaşan risk ve tehditler ve bunlara paralel olarak değişen güvenlik ortamı, sahip oldukları jeopolitik, jeostratejik ve jeoekonomik özellikler nedeniyle ülkeleri farklı boyutlarda etkilemektedir. Bu nedenle, ülkelerin, güvenlik stratejilerinin oluşturulmasında, yeni güvenlik ortamının değişen parametreleri ile sahip oldukları özellikler arasında bir denge gözeterek stratejilerini bu çerçevede oluşturmaya yöneldikleri görülmektedir.


Yukarıda güvenliğe yönelik belirtilen hususların analiz edilmesi neticesinde, Türkiye`nin stratejik güvenlik sınırlarını belirleyici unsurları aşağıdaki gibi ifade etmek sanırım yanlış olmayacaktır:


Türkiye Cumhuriyeti`nin kuruluşundan itibaren yöneldiği çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma hedefi kapsamında, mevcut laik, demokratik ve hukukun üstünlüğünü esas alan rejimini koruması ve güçlendirmesi amacıyla yakın ilişkiler kurmasında yarar görülen ülkeler, üye olmasında fayda sağlayacak uluslararası ve bölgesel kuruluşlar ile örgütler, uluslararası kamuoyunda etkin olan sivil toplum örgütleri ile ilişkiler Türkiye`nin politik güvenlik sınırlarını belirleyici unsurlar olarak değerlendirilmektedir.


Türkiye Cumhuriyeti`nin savunma sanayi, araştırma ve geliştirme çalışmaları, harp silah, araç ve gereçlerinin temininde dışa bağımlılıktan kurtulmak için milli kaynaklara yönelme gayretleri, içinde bulunduğu askeri iş birlikleri, üyesi olduğu uluslararası güvenlik ve savunma örgütleri, çeşitli ülkelerle imzalanan ikili askeri anlaşmalar, muhtemel kriz bölgeleri, kitle imha silahları, konvansiyonel silahlar ve terorizmle mücadele alanındaki mevcut belirsizlikler, risk ve tehdit algılamaları Türkiye`nin askeri güvenlik sınırlarını belirleyici faktörler olarak düşünülmektedir.


Türkiye Cumhuriyeti`nin dış ticaretinde önemli paya sahip ülkeler, ülkemiz sanayiinin ihtiyaç duyduğu ham madde ve enerjinin temin edildiği ülkeler, enerjinin nakli kapsamında üstlenilecek köprü rolü ile enerji alanında dışa bağımlılık, çeşitli ülkelerle imzalanan ikili ticari anlaşmalar, ülkemize sermaye, teknoloji ve bilgi birikimi getirebilecek doğrudan sermaye yatırımları, çok uluslu şirketler, ülkemize finans desteği sağlayan ülkeler ve uluslararası örgütler, kendi doğal kaynaklarımızdan istifade imkan ve kabiliyetleri ile bunların geliştirilmesi Türkiye`nin ekonomik güvenlik sınırlarını belirleyecek unsurlar olarak kıymetlendirilmektedir.


Yukarıda ifade etmeye çalıştığım stratejik yaklaşımlar çerçevesinde, Türkiye`nin, her şeyden önce, milli güç unsurlarının dinamik unsurları olan başta ekonomik gücü olmak üzere politik gücünün ve askeri gücünün en azından bölgesel bazda yani etki alanı olması gereken bölgelerde kendisini hissettirecek kadar güçlü, ilgi alanına giren diğer bölgeler için yeterli seviyede olması gerekmektedir.


Bu çerçevede, stratejik güvenliğimizi sınırlarımızın ötesinde daha uzaktan sağlamak amacıyla, açıklamaya çalıştığım politik, askeri ve ekonomik güvenlik sınırları esasen sanal sınırlardır ve bu sınırlar proaktif yaklaşımlarla geleceğe yönelik yapılacak çalışmalar kapsamında değişebilir. Türkiye`nin jeopolitik konumunun önemi ile sahip olduğu coğrafi, nüfus, bilim, teknolojik, sosyal ve kültürel güçlerin ülkemize sağladığı avantajlar da dikkate alınarak, politik, askeri ve ekonomik stratejik güvenlik sınırlarımızın öncelikle etki alanımız olması gereken Balkanlar, Orta Doğu, Kafkasya ve Orta Asya`yı kapsayacak şekilde belirlenmesinin ve Karadeniz, Ege Denizi ve Akdeniz`in bu sınırların içine dahil edilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir. Çünkü, Türkiye`nin mevcut ilişkilerini en rahat geliştirebileceği politik, askeri, ekonomik, sosyal ve kültürel zeminin uygun olduğu ülkeler bu bölgelerdedir. Ancak, Türkiye`nin bu bölgeleri şu anda tek başına etki alanı haline getirmesi görünür gelecekte mümkün görülmemektedir. Bu nedenle, Türkiye`nin bu bölgelerde etkin olabilmesi için bölgesel ve küresel stratejik ortaklıklara ve iş birliğine ihtiyacının olduğunu ve bu kapsamda söz konusu bölgelerde çıkar sağlamaya çalışan diğer devletlerin özelliklerini de çok iyi bilmesi gerektiğini vurgulamamız gerekiyor.


Yararlanılan Kaynaklar :


1. M. Faruk DEMİR, 21`nci Yüzyılda Türkiye İçin Yeni Bir Milli Güvenlik Siyaseti,


2. Bölgesel Sorunlar ve Türkiye Sempozyumunda Sunulan Bildiriler Kitabı, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Mayıs 2008.


• Konusu ASAM`IN mutat çalışma alanı dışında olan bu yazılar önemleri nedeniyle bu köşede yer almaktadır. Yazıdaki görüşler yazarın kendisine ait olup ASAM`ı bağlamamaktadır.


• These texts which deal with themes falling outside of the standart field of work of ASAM, are placed in this section due to their signficant importance. The views expressed in them exclusively belong to their authors and do not, in any manner, bind ASAM.

2008-09-02 ASAM


Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 1013
Bütün postalar: 1167
Bütün kullanıcılar: 86
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
Bugün 332 ziyaretçi (526 klik) izlenimi aldık. Copyright © 2009 www.emeklilikhaber.com
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol