HABERCİ (Ziyaretçi)
| | Emin PAZARCI
Kadehle laiklik, genelevle sosyal güvenlik
Yıllardır içine düştüğümüz müzmin hastalıktan bir türlü kurtulamadık. Tartışmalar sonunda geldiğimiz şu noktaya bakın:
Koskoca laiklik kavramını rakı
kadehine hapsettik. Sosyal Güvenliğimizi
de genelev odalarına!
Elinde içki kadehi ya da bira kutusu
varsa laiksin...
Barlardan ve içkili lokantalardan
çıkmıyorsan, Cumhuriyet değerleri
ile hiçbir problemin yok...
Aksi takdirde sakıncalılar listesindesin.
Yazık, Cumhuriyet değerleri ne
kadar ayağa düşmüş durumda!
O kadar üzerinde durduklarına göre,
belli ki bu konuya
çok önem veriyorlar.
Başbakan`ın içkili restoranlara
gidip gitmediğini
tartışıyorlar. Moda`da
her hafta tekrarlanan
içki eylemini `önemli
bir haber` olarak kamuoyuna
sunuyorlar.
Moda`da içki satışı
yapılmayan tarihi iskeledeki
protesto eylemini
ele alan haberdeki şu
ifadeye bakın:
`Protestocular,
100 metrelik rıhtımda
oturup içkilerini
içtiler. Yediden yetmişe
Modalılar, gençlerin
gitarı eşliğinde
Onuncu Yıl Marşı`nı
hep bir ağızdan söyledi.`
İçki ile yedi yaşındaki çocuklar
yan yana!
Bütün dünya gidiyor Mersin`e, biz
gidiyoruz tersine. Pek çok ülke alkol ve
uyuşturucu ile mücadele için fonlar ayırıp,
milyonlarca dolar harcıyor. Biz,
yedi yaşındaki çocukların içki kadehleri
ile birlikte resmedilmesini marifet sanıyoruz.
Haberin üzerine de şu başlığı
koyuyoruz:
`Modalı tarihi iskelesine sahip
çıkıyor!`
Hele bir de işin içine `Onuncu
Yıl Marşı`nı` kattığımızda, laiklik adına
çok büyük işler yaptığımızı sanıyoruz.
Ruhuna aykırı uygulamalarla, aslında
Onuncu Yıl Marşı`na saygısızlık
ettiğimizin farkında bile değiliz.
Keşke bu kadar basit olsa...
Ancak, laiklik dediğimiz kavram bu
denli ucuz değil!
Minicik bir rakı kadehinin içine
hapsetmeye kalktığınızda, laiklik kavramının
bütün özü kaybolup gidiyor.
Bakın bir de hangi sorunun peşinde
koşuyoruz:
- Genelev kadınlarının emeklilik
yaş sınırı da 65`e yükseltildi.
Genelev kadınları 65 yaşına kadar
nasıl çalışacaklar?
Doğru, çalışamazlar.
Ancak, 65 yaş sınırı sadece genelev
kadınları için sorun değil ki!
Eğer bir sıralama yapacak olursak,
onlara en son sıra gelir. Bu ülkede,
bir amelenin inşaat sektöründe
40 yaşından sonra çalışması imkansız.
Sırtına 50 kiloluk çimento torbasını
yükleyecekler. O da merdivenleri
tırmanıp, 3-4 kat yukarıya taşıyacak.
İmkanı var mı bunun?
Enerji sektöründe çalışan adam,
yüksek gerilim hattına tırmanacak.
Orada bakım-onarım
yapacak.
Kaç tane bulabilirsiniz,
60`lık
böyle adam?
Ya da 55-60 yaşlarında,
son derece
kritik bir tesisin korunması
işinde çalışacak.
Gece gündüz,
gözlerini dört açıp
bekleyecek.
Kim emanet
eder, milyonlarca
dolarlık tesisi bu
yaştaki korumalara?
Örnekleri alabildiğine
artırabilirsiniz. Masa
başında çalışıyorsanız
sorun yok. Ancak, beden gücü gerektiren
ağır işlerde 65 yaşına kadar çalışıp,
eve ekmek götürmek imkansız.
Üstelik, bu ülkede gençler dururken
belli bir yaşın üzerindeki insanları çalıştıracak
işveren bulmak da oldukça
zor.
Biz işin bu tarafı ile pek ilgili değiliz.
Bir `genelev kadını` tutturmuş,
gidiyoruz:
- 65 yaşına kadar nasıl çalışacak?
O yaşta müşteri bulamaz,
aç kalacak.
Sürekli olarak uçlarda dolaşmayı
çok seviyoruz. Meselelerin çözümüne
yönelik adım atmak yerine, sansasyon
peşinde koşuyoruz.
İçki kadehi ile laikliği savunuyoruz...
Fahişe örneği ile sosyal güvenlikteki
sorunları çözmeye çalışıyoruz!
Durum bu olunca, yaptığımız işin
ciddiyeti de kalmıyor. Kavramların içi
boşalıyor. Avara kasnak gibi olduğumuz
yerde dönüp duruyoruz.
Yine bir Türkiye klasiği yaşıyoruz!
2008-09-01 Bugün
|