SSK arşivinin çatısı akıyor

Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, Sosyal Güvenlik Kurumunun Etlik Tesisleri`ndeki arşivde milyonlarca SSK`lının dosyalarının bulunduğunu, buranın sigortacılığın ve çalışma hayatının beyni olduğunu vurgulayarak, arşivin çatısının akmasını eleştirdi.


Fahrettin Yokuş, SGK`nın Etlik Tesisleri`ndeki fiziki şartların yetersizliğinin çalışanları zor durumda bıraktığını söyledi.


Arşivin çatısındaki delikleri, buradan akan sular için kullanılan kovaları ve üzerine su damlayan ve yer yer paslanmış dosya fihrist kartı dolaplarını gösteren Yokuş, bu kartların sigortalıların dosya bilgilerini içerdiğini ifade etti.


Çalışanların bu kartlara göre dosyaları arşive yerleştirip daha sonra da bulduğunu anlatan Yokuş, `Günde buradan merkeze 15 bin dosya gidiyor. Bu hali görünce insan çok üzülüyor. Sular dosyaların içine akıyor ve bu kötü ortam içinde arkadaşlarımız eldivensiz, maskesiz, iş elbisesiz çalışıyor, kaloriferler de yanmıyor` dedi.


`Bu arşiv milyonlarca SSK`lımızın dosyalarının olduğu yer. Burası sigortacılığın, çalışma hayatının beyni` diyen Yokuş, bu dosyaların kaybolması, çürümesi, yırtılması halinde mahkemelerden büyük sorunlar yaşanabileceği uyarısında bulundu.


Bu tablonun çalışanlar ve vatandaşlar açısından çok üzücü olduğunu dile getiren Yokuş, `21. yüzyılda eğer akan çatıyı onaramıyorsak, evrakların üzerine yağmur yağıyorsa bu yöneticilerin sorumsuzluğudur, böyle bir anlayış olmaz.


Her gün şovlarla merkez müdürlükleri açılıyor. Gelsinler önce buraya, bu beyne baksınlar. Başkanlık binasına gittiğiniz zaman orası sanki 5 yıldızlı otel gibi ama buraya gelin gecekondudan beter hale gelmiş. Yöneticilerin bundan haberi yok mu? Defalarca kendilerine yazı yazıldı, defalarca görüştük ama maalesef değişen bir şey olmadı` diye konuştu.


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik`in çeşitli ortamlarda kurum hizmetlerini anlattığına işaret eden Yokuş, `Herhalde onun da bu arşivlerden haberi yok. İnşallah haberi olur Sayın Bakanın ve buralara bir çare bulur. Bu çirkinliği ortadan kaldırır` dedi.


Yokuş, dosyaların zarar görmesi halinde sigortalıların taleplerinin karşılanıp karşılanamayacağının, gerçekten hak sahibi olma koşullarına sahip olup olmadığının belirlenemeyeceğini savunarak, bunun devletin zarar görmesine yol açacağını belirtti. Yokuş, şunları kaydetti:


`Bunun için bu dosyalara, evraklara devletin gözü gibi bakması lazım. Çünkü burada bütün vatandaşlarımızın envanteri var.


Çalışma hayatının bütün envanteri, milyonlarca insanın envanteri burada. Emekli olsa, vefat etse de insanların işlemleri bitmiyor. Ölen bir emeklinin kız çocuğu evlenmeye kalktığı zaman kendisine çeyiz parası verilir. Onun için ölmüş emeklimizin bile dosyasına bakılıp o paranın tahsis edilmesi lazım.


Bu dosyalar kaybolduğu zaman bunu nasıl yapacağız. Onun için acilen buraya bir çare bulunması lazım.


Yazık hem ülkemiz hem insanlarımız kaybeder.` Fahrettin Yokuş, arşivcilik işlerinde çevre koşulları ve koruyucu ekipmanların değerinin bir kat daha arttığını vurgulayarak, memurların maskesiz, çalışma elbisesiz çalıştırılmalarına tepki gösterdi.


Kışın ortasında yaklaşık 1,5 aydır kaloriferler yanmadığı için bazı memurların soğuktan korunmak için kaban ve bereyle çalışmak durumunda kaldığını ya da evlerinden getirdikleri ısıtıcılarla ısındıklarını dile getiren Yokuş, tesiste çalışan 150 kişinin kaderine terk edildiğini öne sürdü.


Yokuş, kurum yönetiminin 1 hafta içinde çalışanlara koruyucu giysi, eldiven ve maske almaması halinde bunları sendika olarak temin ederek çalışanlara dağıtacaklarını bildirdi.


Ankara ve çevre illerden gelen reçetelerin de tesise gelerek örneklem yöntemiyle incelendiğini anlatan Yokuş, çalışanların zaman zaman çuvallar içindeki reçeteleri sırtlarında taşımak durumunda kaldıklarını anlattı. Bu belgelerin en az 10 yıl saklanması gerektiğine dikkati çeken Yokuş, ancak tesiste buna uygun bir işlem yapılmadığını iddia etti.


Yokuş, `Bu haliyle bu belgeler burada çürüyebilir, fareler bunları yiyebilir, buralarda akan sulardan bunlar heba olabilir. Buraya gönderilen 35 arkadaşımızla bütün bunları yapmaya çalışıyorlar, yapmaları mümkün değil. Buraya ciddi bir arşiv yapılıp bunların 10 yıl saklanacak şekilde dizayn edilmesi lazım` diye konuştu.


Yokuş, arşiv çalışmasında temizliğin önemini vurgulayarak, çalışanlar duş almak istediklerinde sıcak su akmadığını, duşların yetersiz olduğunu kaydetti.


Fahrettin Yokuş, memurlar olumsuz şartlarda çalışırken aynı tesis içerisinde SGK`nın bayan ve erkek voleybol takımlarının kullandıkları spor salonunda bambaşka bir görüntü olduğunu söyledi.


Memurların çalıştığı bölümlerin kaloriferleri yanmazken sporcuların kullandığı binanın kaloriferlerinin yandığına belirten Yokuş, şöyle konuştu:


`Her halde sayın yetkililerimiz sporu, memurdan daha çok seviyorlar. Spor kulübünden sorumlu başkan yardımcımızı da tebrik etmek lazım. O sporcularına çok iyi bakıyor ama nedense buradaki çalışanları unutmuşlar.


Sporcular için kaloriferleri yakmışlar ama ne yazık ki çalışanların böyle bir şansı yok. Önümüzdeki günlerde kaloriferler yanmazsa bütün arkadaşlarımızı spor salonuna dolduracağız, dosyaları buraya getireceğiz, artık arkadaşlarımız bu sıcak spor salonu içinde devlet memuriyetlerini yapacaklar.`


Yokuş, sporcuların kullandığı binadaki görevliye çalışanların kaloriferlerinin yanmadığını, duşları kullanmadıklarını söyleyince `O sizin sorununuz` yanıtını aldı. Yokuş, şunları kaydetti:


`Acaba sporcu lisansı alsak, memuriyeti bırakıp spor yapsak olur değil mi? Sporcu lisansı almamız spor yapmaya başlamamız lazım.


Spor kulübümüz değerli yöneticisi güzelce burayı ısıttı. Çünkü akşam sporcularımız gelecek, voleybol takımımız gelecek, burada çalışma yapacak aman takımımız üşümesin başarılı voleybol oynasın diye.


Her türlü imkanı hazırladık. Duşlarında sıcak suyumuz var, her şeyimiz var. Ama arşivde çalışan arkadaşlarımızın ne yazık ki ısınma hakkı yok çünkü onlar devlet memuru, sporcu değil. Onun için Sayın Bakan`dan bütün SGK çalışanlarına sporcu lisansı istiyoruz ki spor salonunda çalışalım.`


2009-03-21 www.ihlassondakika.com